9 Ağustos 2018

AVANOS' TA FARKLI BİR MEKAN ; İHSAN BALTA EVİ



AVANOS' TA FARKLI BİR MEKAN ; İHSAN BALTA EVİ

Mehmet KILIÇ
Mustafa TAŞKIN (Fotoğraflar)

Osmanlı Devleti’ndeki 1856 Islahat Fermanıyla başlayan ıslahat hareketlerinin neticesinde  gayrimüslimlere mal sahibi olma hakkı verildikten sonra Kapadokya bölgesindeki Hristiyanlar hem zenginliklerini göstermek hem de yüzlerce yıldır açığa çıkaramadıkları kültürlerini yansıtmak ve yaşatmak için büyük, gösterişli konaklar yaptırmaya başlamıştır.
O dönemde özellikle Mustafa Paşa’da (Sinasos) başlayarak bütün bölgeyi etkisi altına alan, evlere zenginlik, sahibine itibar katan bir modanın etkisiyle evlerin içlerine resimler yapılmaya başlanmıştır. Yine aynı dönemde Ürgüp’te bazıları Rum, bazıları Türk evi olmak üzere toplam çoğunluğu bitki ve manzara resmi olan 6 ev tespit edilmiştir. Bu dönemde yapılan resimlerin bir kısmı Hristiyanlık kültürüyle alakalı iken diğer kısmında din dışı konular resmedilmiştir. Gayri müslimler genellikle Hristiyanlıkla ilgili resimleri,din adamlarını, dini rütüelleri anlatan resimleri çizmişlerdir. Onlara özenen Müslümanlar ise insan sureti (resim) dinimizce yasaklandığı için daha çok mekan, hayvan, bitki resimlerini evlerine yaptırmışlardır. “Osmanlı resim sanatı, 18. yüzyıla kadar daha çok elyazması kitapların metinlerini anlatmak amacıyla yapılmış minyatürlerden ibaretken, 18.  yüzyılın ikinci yarısından itibaren  “duvar resmi” olarak tanımlanacak yeni bir tarz ortaya çıkmıştır. Duvar resimleri,  duvar üzerine çekilmiş alçı sıva veya kurşun karbonat içerikli, hava etkilerine dayanıklı beyaz bir boya türü olan “üstübeç” (isfidac) üzerine ya da ahşap üstüne suyla karıştırılmış boyalarla yapılmıştır. 19. yüzyılda sıva veya ahşap malzeme üzerine yapılanlardan başka, ahşap tavanlar veya duvar kaplama tahtaları üzerine gerilmiş deri ya da keten bezi gibi malzemelere de yapılmış örnekler olduğu bilinmektedir.”
Resim yapmak o zamanlar zor ve masraflı bir işti. Ressamlar genellikle İtalya’ya giderek eğitim alır ve dönerlerdi. Bu sebeple de herkes resim yapamaz ve yaptıramazdı. Sinasos’taKostisMeletyades’ten başka L. Aleksiadis veGeorgiosIordanidis dönemin en tanınmış ressamlarındandı.Yine Ürgüp’te Mahmut Altan Evini resmeden ErifosGeorgio’dan bahsedilmektedir.
“Duvar resimlerinin ilk örnekleri başkent İstanbul’da, Topkapı Sarayı Harem Dairesi’nde ve çeşitli konak, yalı vb. sivil mimarlık eserlerinde, daha çok insana huzur veren doğa manzaraları ile bir kısmı fotoğraftan çalışılmış gerçek veya hayali kent tasvirleri şeklinde ortaya çıkmıştır. Topkapı Sarayı’nda bulunan duvar resimlerinin en erken örneklerine I. Abdülhamid’in saltanatı sırasında rastlansa da, 1750 tarihli Bebek Kavafyan Konağı tavan eteklerinde görülen çeşme ve bahçeli köşk resimleri yeni resim anlayışının saray dışında ve hatta saraydan önce beğenilip benimsendiğine işaret edebilir. Topkapı Sarayı’nda bulunan erken örneklerde, belirgin  özellikleriylehemen tanınabilecek bir cami veya türbe gibi mimari konulu manzaralardan ziyade Boğaziçi ve Haliç’i çağrıştıran manzaraların işlendiği, fıskiyeli havuzlar ve düzenli çiçek bahçelerine açılan sahil sarayların sevilen birer tema olarak sık sık tekrarlandığı vurgulanır.”

AVANOS’TA DURUM
Avanos’ta da 18.asrın başından itibaren yapılan konak ve evlerde çeşitli resimler yapılmaya başlandığını görüyoruz. Bu modanın getirdiği talepten istifade etmek isteyen Müslüman ressamlar da İslami bakış açısıyla Müslüman evlerini resimlemeye başladılar. Kapadokya bölgesinde pek çok yerde gördüğümüz kök boya ile yapılmış basit ancak kendi içinde düzenli, güzel kalem işi resimler böylece ortaya çıkmaya başladı. Genellikle minyatür sanatçısı olduğunu tahmin ettiğimiz bu kişiler yaptıkları resimlerde minyatür sanatının bazı özelliklerini bu resimlerde kullanmışlardır. Resimlerdeki kompozisyon, derinlik, ince işçilik, çizilen dış çerçeveler minyatür sanatını çağrıştıran dikkat çekici benzerliklerdir.
Avanos’ta gerek Alaaddin Mahallesinde İhsan Balta evinde,gerekse Yukarı Mahalle’de Mehmet Nuri Evi’nde  (Yazıcılar Konağı) çeşitli formların işlendiği kalem işi resimler bu türün en güzel örneklerini teşkil eder. Bu binalarda cami, ev resimlerinin yanında çeşitli bitki ve çiçek motiflerinin işlendiğini görüyoruz. Bu resimlerin hiç birinde bunları yapan ressamın adı yazılmamıştır. Ressam hakkında ipucu olabilecek bir işaret de yoktur. Ancak Kapadokya’nın başka bölgelerinde Müslüman evlerinde yapılan diğer resimlerin tarz ve üslubuna benzemektedir. Buda bize bölgede yapılan bu tarz süslemelerin aynı sanatçılar tarafından yapılmış olabileceğini düşündürmektedir. Bu binalardaki resimler yapılan tahrifatlara ve doğal bozulmalara rağmen günümüze kadar ulaşmıştır.
Bu çalışmanın başlangıcında amacımız her iki mekânın içinde bulunan resimlerin son durumunu tespit etmekti. Ancak Yazıcılar Konağının ticari bir işletmeye dönüşmesi ve kapalı olması sebebiyle görülmesi mümkün olmadı. Bu sebeple de bu çalışmada sadece İhsan Balta Evini ele alarak inceleyeceğiz.
İhsan Balta’nın adıyla anılan bu ev aslında dedesi tarafından yapılmış. Dedesinin adı Hacı Abdullah. Bölgenin ileri gelen ayanlarından birisi. Yani Osmanlı Devletine ait geniş toprakları işliyor, vergi ödüyor. Savaş zamanı da asker veriyor. Aile, Selçuklular zamanından bir müfrezenin Avanos’a yerleşerek Çavuşlu mahallesini kurmasından itibaren buralarda yerleşik. Aile şimdiki Alaaddin İlkokulu’nun olduğu bölgeye yerleşmiş. Bir zamanlar o bölgede bulunan gayri menküllerin büyük çoğunluğu bu aileye aitmiş.
Daha önceleri hayvancı göçebe olmaları sebebiyle genellikle çadırlarda yaşayan Türkler de yerleşik hayata geçince ev yapmaya başlamışlardır. Avanos’ta genellikle tüf kayaları oyarak yaptırdıkları evlerde yaşayan bölge halkı gibi Avanoslular da bu yeni meskenlere ilgi duymaya başladı. Hacı Abdullah da  o zamanlar ailecek oturduğu evin dışında bu evi yaptırarak depo, samanlık, ahır vs. amaçlarla kullanmış. Muhtemelen Rum bir taş ustası bularak bugünkü İhsan Balta evini yaptırmaya başlamış. Bina yığma taştan yapıldığı için temeli yok. Toprak kazılarak suya, yağmura dayanıklı taşlarla temel yapıldıktan sonra tüf denilen bölge taşıyla yığma tarzında örülmüş. O zamanlar evin bulunduğu noktadan ırmağa kadar Hacı Abdullah’ın arazisiymiş. İhsan Balta evin önüne de bir kuyu vurdurmuş ve 17 m.den çıkan suyla ihtiyacını karşılamış.
Hacı Abdullah’ın ölümünden sonra ev oğlu Mustafa Ağaya kalmış. Oğul Mustafa sakin, sohbeti seven birisiymiş. Bu sebeple de bu evi “ağa odası, misafir odası” haline getirmiş, güzelce bakımını yaptırıp, kalem işi resimlerle süsletmiş. Özellikle uzun kış aylarında mahallenin ileri gelenleriyle burada oturur, sohbet eder, yer içermiş. Yine dışarıdan gelen misafirlerini burada ağırlarmış. Zaten evin yapılış düzenine bakıldığı zaman kalabalık bir ailenin yaşamasına çok da uygun olmadığı görülür. Onun ölümünden sonra da oğlu Abdullah İhsan Balta’ya intikal etmiş.Kayıtlarda böyle yazmasına rağmen Avanos’ta genellikle İhsan Balta olarak tanınıyor. Kendisi Rüştiye Mezunu.15.1.1331 doğumlu.Sebiha Hanımla evlenmiş, dört çocuğu olmuş.Mustafa,Yusuf, Aysel, Ayşin. Kendisi, Avanos’ta Varidat Memurluğu yapmış, Nüfus Müdürlüğünden emekli olmuştur.
Halk arasında bu resimlerle süslü odaya “cıncıklı oda” derlermiş ve mahalle çocukları bu süslü odada ev sahibinin oğullarıyla aşık oynamayı çok severmiş.
Mustafa Ağanın kayınbabası Hacı Mehmet Efendi de çok varlıklı bir adammış. Sultan Abdülhamit zamanında sarayda tablâkarlık yaparmış. Her ne sebeple ise birgün Avanos’a dönüyor.Dönerken develerle pekçok kıymetli eşya getiriyor. O da Alaaddin mahallesinde bir ev yaptırıyor. Evini İstanbul’dan dönerken getirdiği eşyalarla dolduruyor. Fransız işi lambalar, altın,gümüş gövdeli şamdanlar, AyetülKürsi işlemeli yumurta tavaları, yemek sinileri,kazanlar yanında sarılık hastalığına iyi geldiğine inanılan üzerine dua işlemeli bardaklar, gümüş bekâret kemerleri, mürekkep hokkaları, yazı takımları, terazi ve okkalar vs. İstanbul’dan getirdiği eşyalar arasındadır. Daha sonra 6 aylık bir yolculukla Hacca gidip gelmiş.
Hacı Mehmet Efendinin dedeleri Arabistan’dan buralara gelmiş. Aile camız beslermiş. Bu sebeple kendilerine “Camızcılar” denirmiş. Bu bölgede su bol olduğu için bir kol buraya yerleşmiş, bir kol Ankara taraflarına gitmiş ancak geri dönmüştür. Üçüncü bir kol da Hacıbektaş’a giderek yerleşmiş. Bu aileye şimdi Aloğulları deniyor.
Ev,Ötegeçe’de Ziraat Evleri yapılmaya başlayınca 1973-1976 yılları arasında tedricen boşaltılmaya başlanmış. Bir süre Mustafa,sonra Yusuf oturmuş konakta. Birkaç kiracı gitmiş çıkmış. Samanlık ve ahır olan alt kısmı çanakhane olarak kullanılmış. Daha sonra Tarihi Ev statüsüne alınarak tescillenince kendi haline bırakılmış.
Eski Avanos yerleşim alanını oluşturan Yukarı, Orta ve Alaaddin Mahallesinde bulunan pek çok tarihi mekan ne yazıkki korunamadığı için yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Tarihi bina denilerek koruma altına alınan bu binalar sahipleri de tarafından ağır cezai yaptırımların korkusuyla terkedilmektedir. İlgili kurumlar da çeşitli sebeplerle buralara yeterli ilgiyi gösteremediği için sözde korumak için el konulan binalar tarihi eser yağmacılarının ve tabiatın tahribatına daha da açık hale gelmektedir.
Son yıllarda butik otel yaptırmak maksadıyla bu tarz binaların bir kısmına sahip çıkılmış yenilenmiştir. Ancak İhsan Balta eviörneğinde olduğu gibi pek çok değerli bina da ağır tahribata uğramış ve yağmalanmıştır. Mesela bu evde bulunan iki süslemeli taş şömine sökülerek götürülmüştür.Tarihi Avanos evleriyle ilgili olarak Mehmet Ali Esmer tarafından yapılan çalışmaları incelediğimiz zaman yaklaşık 26 senede bu tahribatın hangi noktaya geldiğini daha iyi anlayabiliyorz. Bu kitapta Avanos’taki tarihi evlerin mimari yapısı hakkında çok önemli bilgiler vardır. Ancak evin sahipleri ve binaların tarihi kimlikleri hakkında fazla bilgi yoktur. Dolayısıyla binanın yapılışı ve sahipleri hakkında derleyebildiğimiz sözlü bilgileri burada aktardık. Asıl önemli olan husus Avanos’ta kalem işi süslemelerin en yoğun ve güzellerinin olduğu binanın geldiği hazin durumu bir kez daha tespit etmek ve kamuoyunun, yetkililerin dikkatine sunmaktı.
Geçmişi ve bugünüyle İhsan Balta Evi’nde bulunan kalem işi resimleri karşılaştırırken Mehmet Ali Esmer’in  “Avanos’un Eski Türk Evleri” adlı çalışmasındaki fotoğraflardan da istifade ettik.Bu çalışmada Mustafa Taşkın da çektiği fotoğraflarla bugünkü durumu objektifiyle tespit ederek çok önemli katkılar sağladı. Kendilerine de bu anlamda teşekkür ediyorum.




Yavuz İşçen, Ürgüp’te Duvar Resimli Evler, CappadocıaPeri Bacası,Ağustos 2008
Yıldıray Özbek, Mustafapaşa (Sinasos) Duvar Resimlerinde Sıradışı Konular  ve GeorgiosIordanidisExtraordinary, MediterraneanJournal of Humanitiesmjh.akdeniz.edu.trVI/2 (2016) s.381-398
Yıldıray Özbek, Mustafapaşa (Sinasos) Duvar Resimlerinde Sıradışı Konular  ve GeorgiosIordanidisExtraordinary, MediterraneanJournal of Humanitiesmjh.akdeniz.edu.trVI/2 (2016) s.381-398
 Yavuz İşçen, Ürgüp’te Duvar Resimli Evler, Cappadocıa Peri Bacası,Ağustos 2008
Yıldıray Özbek, Mustafapaşa (Sinasos) Duvar Resimlerinde Sıradışı Konular  ve GeorgiosIordanidisExtraordinary, MediterraneanJournal of Humanitiesmjh.akdeniz.edu.trVI/2 (2016) s.381-398
 İhsan Balta evi ile ilgili olarak burada anlattıklarımız İhsan Balta’nın oğlu Mustafa Balta ile 25 Temmuz 2018 tarihinde yaptığımız görüşmede derlenen bilgilerden oluşmaktadır.
 Nakleden Ömer Tokmak(Turizmci)
 Mehmet Ali Esmer, Avanos’un Eski Türk Evleri, Kültür Bakanlığı Yayınları,Ankara, 1992





















Hiç yorum yok:

ANA SAYFA

​ YASAL UYARI  : “Mustafa Taşkın” imzalı tüm fotoğraflar 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile koruma altındadır. İzinsiz ve...